Site açacağım demek oldukça kolaydır. Önemli olan sitenin içeriğine ve scriptine karar vermektir. İzleyeceğiniz politikayı belirlemektir. Bu yolda yapılan hatalar, olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Her şeyden önce site sahibinin emeğine ve zamanına yazıktır. Harcanan bütçe, siteye bağlanan ümitler boşunadır. Olumsuzlukları ortadan kaldırmak, amacınıza ve hedef kitleye ulaşmak için aklınızdaki bu soru işaretlerini yok etmelisiniz. Öncelikle bu soru işaretlerinden biri olan "Blog mu FRM mu?" konusuna (yapabildiğim kadarıyla) açıklık getirmek istiyorum.
FRM, ekip işidir. İki ya da üç kişiyle yürüyecek iş değildir. Öncelikle sağlam bir FRM takımı olması lazım. "Nasıl olsa ileride FRM ekibi oluşur" mantığı ile hareket edenler, bu işi yarıda bırakmak zorunda kalmışlardır. Çünkü ekip olmadan tek başına olacak iş değildir. FRM ekibi, FRMu FRM yapan bir parçadır. O yüzden sağlam bir yönetim kadronuz yoksa bu işe kalkışmayın. FRMun SEO alt yapısı ne kadar sağlam olursa olsun, tüm çalışmalar boşunadır.
Bu işi yürütürken, gerek manevi gerekese maddi yönden çok kaybınız olabilir. Buna ve her türlü olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalısınız. "Sabrın sonu selamettir." atasözünü unutmamalısınız. Çünkü FRM işi, hemen olacak bir iş değildir. Aylar belki yıllar sonra meyvesini toplarsınız.
Şimdiki FRMlar: Son zamanlarda FRMlar, tahmin edemeyeceğiniz sayıda türedi. Malesef ortalık FRMlardan geçilmiyor. Kopyala+Yapıştır mantığı ile kurulan bu FRMlar, interneti adeta çöplüğe çeviriyorlar. Ve bir internet kullanıcısı, aradığını bulmak için zamanını boşa harcıyor. Bu yüzden kullanıcılar için de uygun olmayan bir sistem haline geldi. "Teşekkürler" gibi saçma saçma mesaj yazma zorululuğu olan FRM siteleri moda oldu. Ne yazık ki bahsettiğim sebeplerden dolayı FRM sitesi profili kirlenmiştir. Tabiki rayına oturmuş, gelişmiş o kaliteli FRM sitelerinde dolaşmak bir başka ...
Şu an genel FRM diye tabir edilen, birbiriyle ilgisiz alakasız kategorilerin yer aldığı, her şeyden bahsedilen FRMlar mevcuttur. Daha önceki cümlelerimde bahsettiğim FRM profili, genel FRMlara aittir. Bunlar, kuru kalabalıktan başka bir şey değildir. Oysaki şimdiki zaman, özele inen FRMların zamanıdır. Örneğin bir genel FRM, eğitim FRMu ve yabancı dil FRMu düşünelim. Genelden özele doğru sıralarsak aynen yazdığım gibidir: Genel>Eğitim>Yabancı Dil. Bunlar arasında en mantıklısı Yabancı Dil FRMudur. Çünkü daha içtedir, daha özele inmiştir, sadece bir alana yönelmiştir. Özele inebilen FRMlar, sadece bir konu üzerinde yoğunlaşmış, mümkün olduğunca bir şeyden bahseden FRMlardır.
Blog, gördüğüm kadarıyla gelişmekte olan bir sistem. Son zamanlarda kişisel blogların, özgün yazıların yazıldığı blogların arttığını gördüm. FRMcu zihniyetler tarafından Copy+Paste mantığı ile kullanılıyor olsalar da önemini yitirmedi. Yazar, hiçbir şey yazamıyorsa bile günlüğünü yazıyor. Geçirdiği günün özetini yazıyor. Bu bile yeter. Kişinin bilgi, beceri ve gelişimi için blog daha mantıklı gelmektedir.
Sonuç: FRM aleminden çıkış yapmış biriyim. Ve son dönemlerdeki FRM profilini iyi bilen bir kişi olarak, blog sistemi bana daha mantıklı gelmektedir. Ama ben FRM işinin yürütürüm, ekibim de var diyenlere karşı çıkmam. Başarılarını dilerim ve destek olurum. Fakat belirli bir alana yönelmelerini tavsiye ederim. Şimdiki devir, özel FRMların devridir. "FRM işi, zormuş. Ben yapamam." diyenler veya kararsız olanlar için blog açmalarını tavsiye ederim. Yazmak o kadar zor bir şey değildir ve oldukça güzeldir.
Yazımı yazdıktan sonra 29 Kasım 2008 tarihinde yazılan Blog mu FRM mu? konulu bir yazı buldum. Yazar, bu konuyu daha geniş ve anlamlı bir şekilde ele almış. Bu konuyla ilgilenenlere kesinlikle okumaları için tavsiye ederim: Blog mu FRM mu?
0 yorum:
Yorum Gönder