Bahsettiğim gibi 2 haftalık kısacık bir tatilimin(!) çoğunluğunu akrabalarımı ziyaret etmekle geçirdim. Onun dışında Marmara'da yine denize girmiş oldum. Halamların Mudanya'daki sitesinde havuzun tadını çıkardım. Özdilek, İskender, karting şeklinde de bitirdim. Bursa'da bir hafta teyzemin Nilüfer'deki evinde kaldım. Bir hafta kadar da diğer teyzemin Koğukçınar tarafındaki evinde konakladım. Sağolsunlar ilgilendiler. İlgilenen çok oldu aslında. Sağolsunlar dedem, annemin teyzeleri, halaları gibi evine davet edenler de vardı. Biraz daha kalsaydım biraz onlarda da kalma fırsatım olacaktı ama kusura bakmasınlar.
Normalde denize girmeyi sevmem. Havuz daha hoşuma gider. Neden derseniz, her şeyden önce temizlik derim. Denizdeki pislikler, yosunlar falan beni denizden uzaklaştırdı çok önceleri. Ve genelde Akdeniz'de suya girdiğimden denizin aşırı tuzu da benim için bir sıkıntıdır her zaman. Fakat gittiğimiz yerin kalabalık olmaması, güzel olması beni denize itti. Sonuçta Marmara'da denize giriyorum ve tuz sıkıntısı yok. Ama yosun sorunu her zaman var oldu benim için. Deniz anaları da vardı. Havanın da güzel olması tüm eksileri sildi süpürdü diyebilirim o günlük. Bu arada gittiğimiz yer Kurşunlu tarafında Masal Denizi adında özel bir plaj idi. Özelden kastım ücretli olmasıdır (Giriş kişi başı 3 TL diyordu ama girişte eniştemin para ödediğini hatırlamıyorum. Bir şezlong için 3 TL ödeniyor sanırım). Masal Denizi'nin hemen yanında bir de halk plajı vardı. Tabiki orası daha kalabalıktı.
Gezdiğim başka bir yer de Özdilek idi (Özdilek'e gelince o yeşil çimende top oynadığımız, piknik yaptığımız geceyi hatırladım). Özdilek'te İskender yemek de nasip oldu bu sene. İskender'in Bursa Kebabı olarak da bilindiğini öğrendim. En azından Özdilek'te öyle. Bu tatilde ikinci iskenderi yemiş oldum (Eniştelerim sağolsun). Diğerini İskender'de yemiştim. Yani iskenderi İskender'de yemiştim. Gerçekten sağolsun eniştelerim, keselerine bereket :] Kuzenimin 38 TLye Özdilek'ten aldığı UEFA Europe League topu(!) ile çimlerde çekiştik biraz. Ve Özdilek gezisini de noktaladım o günlük.
Sıra geldi kartinge. Teyzemlerin Nilüfer'deki evlerinin orada bir karting alanı var. Sitelerin çok olduğu bir yer. Geçen sene de uğramıştık oraya kardeşim, ben ve kuzenlerim olarak. Yine aynı kadro ile bir karting anısı daha yaşadım. Yarışacak rakip olmayınca zevksiz oluyor desem yalan olmaz herhalde :] Geçen sene kask taksanız da olur takmasanız da olur demişlerdi. Bu ister tak ister takma olayı, Hollanda'dan gelen kuzenlerimin garibine gitmişti. Ama bu sene kask taktırdılar. 8 dakikası 10 TL olan karting macerası da bu kadar idi.
Yaptıklarım kısaca bunlardan ibarettir. Yapamadıklarım var tabi. Neler var neler? Daha doğrusu bu sene yapamadıklarım. Çünkü çoğu şeyi daha önce yapmıştım. Mesela Bursa Ulucami ... Geçen sene ve önceki seneler gezme fırsatım olmuştu içini. Tabiki bir "Cuma Namazı" kılmak da. Bu sene de olsaydı fena olmazdı. İnkaya da başka bir seneye kaldı (Daha önce iki kere gitmiştim). Kent Meydanı için kuzenimle bir gün ayarlamaya çalıştık ama kısmet olmadı. Bursaspor-Kasımpaşa maçını da izleyemedim. Bursaspor taraftarlarını yakından görmek isterdim. Zamanım olsaydı hepsi olurdu ama malesef ve dediğim gibi zamanımın çoğu akrabalarımı ziyaret etmekle geçti. Yine de güzeldi aga :]
Uludağ, Uludağ, Uludağ ... Uludağ bu sene de nasip değilmiş. O kadar gidip geliyorum Bursa'ya ama ne Uludağ bana kavuşabildi ne de ben Uludağ'a kavuşabildim. Hayırlısıysa olurmuş :] Hayırlısı bakalım ...
Bursa'yı ufak tefek taşlarına kadar gezemedim ama Bursa'nın havası yeter. Yetti de ... Bursa tatili bu sene de gelip geçti ve "Bursa'nın Ufak Tefek Taşları" türküsünü mırıldanarak ayrıldım diyardan ...
0 yorum:
Yorum Gönder